Turktarihii.tr.gg

Css-Sablon Sayfalarımız Yeterli Değildir sizinde Önerilerinizi Bekliyoruz.İletişimden Göndere Bilirsiniz.

Sayfa Önerisi

3. Duyuru

Sitemizde Sizin İçin Yapılan Sayfaları Yeniliyor,Sayfalarda Karışlık Olabilir Kısa Sürede Yapılacaktır.Anlayışınız İçin Çok Teşekkürler/p>

Site Tasarımı

Türktarihii

Sitemise Hala Üye Değilseniz,İletişim Bölümünden Bize Mesaj Atarak Kullanıcı,Şifreyi yazarak Turktarihii'ne Gönderiniz...

TARİHİN KALBİNİN ATTIĞI YERE HOŞ GELDİNİZ

Sakıp Sabancı Müzesi

Bahçesindeki büyük, bronz at heykelinden aşinaydık ona. Bu yüzden Atlı Köşk olarak tanıdık bildik. Emirgan Korusu'nu İstanbul Boğazı'na bağlayan tepedeki tarihi yapı, inşa edildiğinden itibaren prenslere, prenseslere ev sahipliği yapmıştı. Şimdiyse, kapıları herkese açık. “Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi” (SSM) olarak... Dört yıl önce Sabancı Üniversitesi çatısı altında kurulan müze; kendine ait koleksiyonları, heyecan uyandıran ve ses getiren sergileri, türlü aktiviteleri, uzman kadrosu ve dünya standartlarındaki teknik donanımıyla, çağdaş müzecilik şartlarına tamı tamına uyuyor. Yaşayan, sürekli devinen, elindekiyle yetinmeyen müzeyi, tam da 20. yüzyılın dâhilerinden Picasso gelmişken gezdik...

Aile Evinden Müzeye

20. yüzyılın başlarında İtalyan mimarisi stilinde yapılan Atlı Köşk, 1951'de ailesi için yazlık konut arayan Hacı Ömer Sabancı tarafından alınır. Hacı Ömer Sabancı, Mahmud Muhtar Paşa'nın Moda'daki Mermer Konağı'nda yapılan müzayededen, Parisli bir heykeltıraşın yaptığı bronz atı alıp köşkün bahçesine koyar; böylece burası “Atlı Köşk” olarak anılmaya başlar. Hacı Ömer Sabancı'nın vefatından sonra ailenin daimi konutu olarak kullanılır. Sakıp Sabancı da 1999'da tabiri caizse "ceketini alıp çıkar". Köşk, müze gibidir. Hacı Ömer Sabancı tarafından oluşturulmaya başlanan sanat eserleri koleksiyonunu, oğlu Sakıp Sabancı zenginleştirmiştir. 'Bu evden ayrılmak zooor, ama gayet güzeeel...' der Sakıp Sabancı. Ve müze yapılmak üzere, Sabancı Üniversitesi'ne armağan eder. 2002 yılında kapılarını ziyaretçilerine açan müze, iki bölümden oluşuyor. Atlı Köşk ve en ileri teknolojiyle donatılarak ona eklenen galeri. Köşkün giriş katındaki üç oda, Sabancı Ailesi'nin burada yaşadığı dönemde kullandığı mobilyalar, 18. ve 19. yüzyıl sanat eserleriyle göz kamaştırıcı. Kristal avizeler, altın yaldızlı devasa aynalar, Sévres vazolar, Berlin'de üretilmiş porselenler, tablolar...

Bu kattaki bir bölüm de Sakıp Sabancı'nın anısına hazırlanmış. Odanın bir duvarında, Sabancı'nın Fidel Castro, Ronald Reagan gibi pek çok devlet adamıyla çekilen fotoğrafları bulunuyor. Sabancı'ya verilmiş onur nişanları, hizmet madalyaları ve fahri doktora beratları; kullandığı ajandalar ve kendisinin kaleme aldığı kitaplar da görülebilecek diğer objeler arasında.

 

600 Yıllık Geçmiş

Köşkün ikinci katında ise, Sabancı Koleksiyonu'ndaki Osmanlı hat sanatı eserlerinin bir bölümü sergileniyor. Özenle seçilmiş bu zengin koleksiyon, Osmanlı'nın 600 yıllık hat sanatına geniş bir bakış açısı sunması açısından çok büyük bir öneme sahip. Elyazması Kur'an-ı Kerimler ve Dua kitaplarının yanı sıra bu bölümde; Levhalar, Murakkalar, Vakfiyeler, tuğralı Ferman, Berat ve Menşur gibi belgeler ile hattat aletleri bulunuyor. Divanî hat ile yazılmış II. Mehmed tuğralı, 1459 Aralık tarihli ferman; II. Bayezid'in oğlu Şehzade Korkut'un yazdığı Kuran; Kanuni döneminin ünlü hattatlarından Ahmed Karahisarî'nin sülüs hatla veciz sözleri meşk ettiği karalaması; 17. yüzyılın usta hattatı Hafız Osman'a ait seçkin eserler ile gümüş hokka takımları, divitler ve daha pek çok eser...

Müzenin resim koleksiyonu da, Türk resim sanatının tarihsel evrimini gözler önüne sermesi açısından büyük önem taşıyor. Osman Hamdi, Şeker Ahmed Paşa, Fausto Zonaro, İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Nazmi Ziya Güran ve Fikret Mualla, eserleriyle yüz yüze gelebileceğiniz isimlerden sadece birkaçı.

 

Picasso Sergisi 26 Mart'a Kadar

İleri teknoloji ile donatılmış, 4000 metrekarelik yeni galeri, Türkiye'de Batılı bir sanatçıya ayrılan ilk büyük sergiye ev sahipliği yapıyor. Picasso'nun, çeşitli müze ve koleksiyonlardan bir araya getirilmiş; ilk gençlik yıllarına ait çizimlerinin de bulunduğu, tüm dönemlerini kapsayan 135 eserine... Türk müzeciliğinin dünyaca tanınan ismi, SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, 'Dünyanın büyük koleksiyonlarını, Türk insanıyla buluşturmayı amaç edindik. Sadece içine kapanmış, geçmişinde üretilmiş eserleriyle övünüp -ki övünmekte hakkımız var-yetinmekle kalmayıp bu dünyada ne olup bittiğini de bilmemiz gerekiyor. Yurtdışından gelen eserler, öncelikle Türk insanını benmerkezcilikten uzaklaştıracak, onlara yeni ufuklar açma imkânını sağlayacak. Ziyaretçilerin Picasso gibi bir dâhinin elinden çıkmış eserlerle baş başa kalabilmesi buna bir örnek' diyor. Hatırlatalım; Picasso sergisi 26 Mart'a kadar devam edecek.

Dr. Ölçer, müzenin "Eğitim" bölümünün de çok önemli bir hizmet sunduğunu vurguluyor. 'Sergideki bir eseri anlaşılır kılmak, sadece duvara asılan bilgi panoları ile değil, küçük atölye çalışmalarıyla, konferanslarla, filmlerle, galeri sohbetleriyle mümkün olabiliyor. Müzenin bir başka amacı da; güzel sanatların, resmin, tarihin kendi cam fanusları içinde değil, sanatın diğer alanlarıyla bir arada sunulması. Örneğin "Floransa Saraylarında Osmanlı Görkemi" sergisinde, Rönesans dönemi müziğiyle iki konser verildi, o dönemin çalgılarıyla. Picasso sergimizde de, arka planda Picasso'nun çağdaşı ve yakın dostu Eric Satie'nin parçaları çalıyor. Picasso ile ilgili filmler oynuyor. Bakıyorsunuz birçok tanıdık isim; yazar ve yönetmen Jean Cocteau, şair Apollonaire gibi. Onlar da birden sizi sarıp sarmalamaya başlıyor.'

Müzenin restorasyon bölümünü de yakında eğitim verebilecek duruma getirmeyi hedeflediklerini söyleyen Ölçer, 'Müze Etütleri Merkezi de açacağız. Böylece, gelen sergiler çerçevesinde yapılan sunum ve konferansların sistemli hale gelmesi sağlanacak' diyor.

 

Cengiz Han Geliyor

Bugüne kadar pek çok önemli sergiyi sanatseverlerle buluşturdu Sakıp Sabancı Müzesi. "Doğada Güç Birlikteliği: İnsan ve At", "Avrupa Modasının Son Üç Yüzyılı", "17. Yüzyıl Avrupa’sında Türk İmajı" bunlardan birkaçı. İki yıl önce "Mediciler'den Savoylar'a, Floransa Saraylarında Osmanlı Görkemi" adlı sergiyse müze için büyük bir dönüm noktası olmuş. 'Floransa'daki Uffizi, dünyanın en zor müzeleri arasında sayılır. Çok zor eser verirler, ya da hiç vermezler. Onlardan gelen bu çapta bir sergi de, burası için bir milattı. Onun referansıyla müzenin önü açıldı sanıyorum. Şimdi, müzede önümüzdeki aylarda, yıllarda gerçekleşecek heyecan verici sergilerden bahsedelim kısaca. Nisan ayında açılacak "Portekiz'de Bir Osmanlı'nın Koleksiyonu" sergisi, Lizbon'daki ünlü Gulbenkian koleksiyonundaki Osmanlı örneklerini İstanbullularla tanıştıracak. Ardından, usta heykeltıraş Rodin'in sergisi geliyor.

Yıl sonunda ya da 2007 yılı başlarında ise, "Cengiz Han" sergisi gerçekleşecek. Bu, bir anlamda Londra'da açtığımız "Türkler" sergisinin devamı gibi olacak. Cengiz Han ve ardından gelen sülalenin, dünyanın dört tarafına dağılmış imparatorluğun küçük devletçiklerinin hikâyesini çok zengin bir malzemeyle sunabileceğiz. Daha fazla anlatmayayım, heyecanı kaçmasın.' Dr. Ölçer, 2007 yılı içinde de Avrupa sanatının ünlü ressamlarını sırayla getirmeyi hedeflediklerini de söylüyor.

Dünya kültürleriyle buluşmak, hoş sürprizlere tanık olmak istiyorsanız, Sakıp Sabancı Müzesi'ne mutlaka düşürün yolunuzu...
 


 


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol